tours estambul ve islam savasları90

tours estambul ve islam savasları90

bugün çok çalısan tours estambul sizlere en güzel yazıları yazdı ve tours estambul dediki Oruç ; Ramazan ayında oruç tutmak. Şiilikte gün batımı, güneşin tam batımı anlamına geldiği için
 tours estambul
Sünnilerinkine göre birkaç dakika gecikir.Hac ; (Pilgrimage) Mekke’deki Kabe bölgesinde hac ibadetinin gereklerim yerine getirmek. Şiilikte Hac bittikten sonra Medine’deki Hz. Muhammed’in (s.a.v.) mezarı ve imam-zadeler ziyaret edilir.Bunun dışında Necef teki İmam Ali Türbesi ve Kerbeladaki İmam Hüseyin Türbesi, On İkicilikte Meşhed’deki İmam Ali Riza Türbesi S'biimamzadeler ziyaret edilir. (Ancak Şiilikte, “Hac vazifesi yerine getirildikten sonra Peygamberin ve İmamların kabirleri de ziyaret edilmelidir.” diye bir şart yoktur.
Şiiler, Peygamber’in veya İmamların kabirlerine yapılacak olan tarete de Hac demezler. Şiilere göre Hac sadece Kabe’ye yapılır).

. ^kât; Fakirlere dağıtılmak üzere belirli gelir grubuna sahip
Nehyi Anil Münker ; Kötülükten sakındırmak. Tevella : Ehl-i Beyt’i ve onların takipçilerini sevmek. Teberra : Ehl-i Beyt’in düşmanlarından kişinin tiinı|| sini kesmesi.
Batı Anadolu Aleviliğinin oluşumunu etkileyen akuii,
1-Bâtmîlik
2-Yesevilik
3-Melamilik
4-Kalenderdik
5-Haydardik
6-Hurufilik
7-Bektaşîlik
Şia’nın çoğunlukta olduğu ülkeler arasında İran, Azerbft Irak, Yemen, Lübnan gibi ülkeleri sayabiliriz.
Caferilerde bazı uygulamalar Şiilik ve Sünnilik Cuma namazını kılmalarına karşın nan* kitlerinde farklılıklar vardır. Yine Caferilerde uygulaya geldill®^ çici nikâh (Mut’a Nikâhı) Sünnilik tarafından dinde bir zaın^^ gerçekleştirdmekle birlikte daha sonra Hz. Muhammedts.a'^'^ fından tümüyle uygulamadan kaldırıldığına inanılmaktadır Caferiler bunun Hz. Ömer tarafından kaynaklarından ispatlamaktadır ve rülen bir şeyin kaldırılmasını uygun görmemektedir. Peygamber’in doğru gördüğü kıyamete kadar doğru,] ise kıyamete kadar yanlıştır.
j^jdisin bulunduğu bu kaynak kitap, Sünniler tarafından güvenilir j,ıilünnıadığı için kullanılmamaktadır.
Alevilerde Oruç inancı Hızır orucu
Şubat ayının ikinci haftasında toplam üç gün, son günü Perşembe’ye gelecek şekilde oruç tutarlar. Tuttuktan sonra cem evlerinde cem yaparlar. Kehf Sûresi 6o, 72; Al-i İmran Sûresi 41 ve Bakara Sûresi 203. ayetleri gereğince 3 gün olarak tutulmaktadır.
“Oruç tutmak, sadece yemekten içmekten kesilmek değil, nefsin isteklerinden uzaklaşmaktır.”
Bu nedenle Aleviler, Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e değin tüm peygamberleri İslâm kabul etmişler, onların tebliğ ettikleri vahy-leri farz telâkki ederek yerine getirmişlerdir. Hızır Orucu da böy-lesi bir
Hz. Muhammed’in de Muharrem’de oruç tuttuğunu İslâmî kaynaklardan bilmekteyiz.
Fecr Sûresi 1.- 5. ayet de “Muharrem ayı”nm ilk on gecesini işaret ederek, “on peygambere” izafeten, “on geceye yeminle başlar” ki kutsiyeti ifade etmektedir.
Kur’ân’ın Fecr Sûresi’ne dayanarak Aleviler “On Gün Muharrem Orucu” tutarlar.
Muharrem’in lo’unda da Hz. Hüseyin şehid edildiği için, ilâve olarak 2 gün de “Yas Orucu” tutarlar.
Aleviler esas olarak Muharrem’de 12 gün oruç tutmaktadırlar, ^azı yörelerde ise, 15 gün olarak oruç tutulmaktadır ki, bu durum karz değildir.
kur’ân’da Muharrem orucu 10 gün farz kılınmıştır.
Hz. Ali Ramazan ayında şehid edildiği ve Muaviye d yaptığı için Alevilerin büyük çoğunluğu Ramazan’da or maktadırlar.
Buna karşın Hz. Ali’nin şehadetinden dolayı 9 gün 0^ 1ar da vardır. ^
Ramazan ayının 20’sinden sonra, Kur’ân-ı Kerim niizi]|(j|
için bazı Aleviler 9 gün bazıları ise Kadir gecesi ile birlilaç
kaydıyla 3 gün oruç tutmaktadırlar.
Görüştüğümüz Alevi dedelerinin tümü Ramazan ayındaz^^^ 30 gün oruç olmadığında hemfikirler.
Ramazan’m 3 veya 9 gün tutulacağına ilişkin ise ( farklı görüş ileri sürmekteler.
Dedelerin çoğunluğu ise, Kadir Sûresi ve âyet buyruğunca 3 gün orucun tutulabilineceğini söylemektdiıt Ramazan’da 3 gün oruç sonrası. Ramazan Bayramı’ndaiKsai tevhid halkasıyla cem eda edilir.
TARİKATLARIN MEYDANA ÇIKIJI
Tarikat: Yol, mânevi yol, usul, tarz, hâl ü şan mânâlarımı Metodları farklı olsa da tüm bu yollar tekbir tarikattabiıleî^’ tarik/yol Tarikat-ı Muhammediye’dir (s.a.v.). Farklılık sadece^ş^^ rin mizacından kaynaklanır.
Onun için hiçbir tarikat diğerini küçük göremez. Yollar “Hak yalnız benim yolumdur!” diyerek hakkı kendimize meliyiz.
Mevlana, büyüklerin her ne kadar usulleri farklı olsa ' sinin bir olduğuna dikkat çeker ve “Hak bir, yol bir oluncasr’^ iki olur?” der. Ona göre suret çeşitli olsa da mânâbirdk | Ative4_^m3İmnive’vi tCTcüme ve sarfı eıten friAatzaden
jjjlniek gerekir. Bunun gibi hangi tarikattan olursa olsun mükemmel t,ir mürşidi bulanlar marifet-i Hakk ve zatın tecellisine, zevkine erer 1 oldular- Bu sırra ermeyenler ise mensup oldukları tarikatı diğerle-İ tinüen üstün görmek gafletine düşerek hataların en büyüğünü iş-i lediler.”
i Tarikatlar kelime mânâsı itibariyle caddelere benzetilirler. Kişi, i tarikatların hangisine bağlanırsa bağlansın seyr-i sülük ile o yolda ' aşılac^^ menzillerin en son noktası Muhammediye tarikatıdır. Zira \ tu tarikata bağlanmaktan gaye Allah’a ulaşmadır. Tarikatların ara-I surda az çok kollar oluşmuştur. O kollar ana caddeye açılan tali yol-I iar gibidir. Biz bu çalışmamızda Risale-i Nurların ışığında diğer i tayaaklarla beraber büyük ölçüde İsmail Mutlu’nun “Tarikatlar ve J Tarikatlar Nasıl Ortaya Çıktı?” adlı eser çalışmalarından istifade ile I sizlere bilgiler sunmaya ve müçtehit imamların görüşlerini aktar-j maya çalışacağız.
TARİKATLAR NASIL ORTAYA ÇIKTI Peygamber efendimiz (s.a.v.) döneminde, sahabiler döneminde günümüz anlayışında bir tasavvuf anlayışı yoktu. Bugünkü mânâda tasavvuf düşüncesi tabiin ve tebe-i tabiin döneminden sonra Hicrî 3.
] \’e4. asırlarda ortaya çıktı. Tarikatlar ise Hicri 6, Milâdî 11. asırda ortaya çıktı. Ancak peygamber efendimiz (s.a.v.) döneminde zikir, züht,
I tefekkür, rıza, şükür, kanaat gibi tasavvuf konularının Peygamber’in hayaündan ve sözlerinden başka Kur’ân’da da dayanakları vardır. Ve Hz. Ali bu konularda yoğunlaşmıştır.
Tarikat, Allah’a götüren yol demek olduğuna göre peygamber efendimizin (s.a.v.) yaşayışı da Allah’a götüren yolların en güzelidir.
Peygamber efendimizden (s.a.v.) sonra değişik yollar tours estambul ortaya çıktı. Çoğu kişiler kendi fikirlerine göre gruplar oluşturmaya başladılar. Cehalet ve bilgisizlik arttı. Önce Emeviler döneminde dünyaya revaç arttı. Lüks hayat başladı.
Mütevazı insanlar ise buna karşı gruplar oluşturdular. Bunlar “Suffe” ashabını kendilerine rehber edinen garip kimselerdi. “Bun-*ara mânevîyat âleminden ilim ilham edildi.”
Bunlar böylece gruplaştılar. Kendilerini ahirete adayan bu ki-sadece kendilerinin bildikleri ilimlerden bahsetmeye başladı-Bunlara “Sufiler” denildi. Bu tutumları dünya ilimleriyle uğ-rahatsız etti. Dini tahrif
tarzları sistemleştirildi. Ortaya değişik tasavvuf gruplan manla tasavvuf ilimleşti. Ardından İmam Gazali tasavvufg^, hız kazandırdı. Onu Sünni anlayışla barıştırdı. Derken A. t
Geylânî, Ahmet Er Rufaî, Suhreverdi, Necmettin rm kurdukları tarikatlar birbiri ardına teşekkül etti.
Tasavvuftan tarikata geçişte, ı- Zühd devri, devri, 3- Vahdet-i vücud devri, 4- Tarikatlar kaydedilmiştir.
Tasavvufun tarifini devrinin sufilerinin ağzındaniı leyelim
1-Hasan-ı Basri Hazretleri: Tasavvufu fıkıh ehlinin jî yışı olarak görür. Onun devrinde bütün ilimlere fıkıh denirât lara ayrılmamıştı. (Kelâm, tefsir, hadis gibi)^'^
2-Davut Ettai: Dünyaya karşı kendini öyle bir tut İd, bıın cun ancak ölümle bozulsun, ihsanlardan da kaç (uzlet).^^
3-Ferdayi bin İyaz: Dünyayı pis görmek ve o pisliğetıi mamak.^^®
4-Maruf el-Kerhi: Tasavvuf, hakikatleri almak, insanta lerinde bulunan şeylere gönül bağlamamaktır.^^®
5-Ebu Süleyman ed Darani: Tasavvuf, sufininihö Allah’tan başka kimsenin bilmediği bir takım fiillerin meyâa® mesi ve Allah ile beraber olmasıdır.^“°
6-Seriyyü-s Sekatî: Tasavvuf güzel ahlâktır.^^'
7-Bayezid-i Bestami: Nefsi kulluk alanına almak, kaü] bağlamak, güzel olan her huyu uygulamak, tümüyle Allahâl’^ hizmet ve gayret kemeri kuşanmak ve bedeni disiplin altı»*
716Avarifu-1 Mearif (Suhreverdi)
717Tasavvuf44 ı
8-Ebu-1 Hafî el-Haddid; Tasavvuf, tamamen edepten iba-rettir."“
9-Sehl bin Abdullah et Tüsteri; Az yemek, Aziz ve Çelil olan ^Lİlah ile sükûn bulup halktan uzaklaşmaktır/^^
10-İmam-i Gazali: Tasavvuf, ilmin özü, nefsin ağır gelen zorluklarına katlanmak, nefsin kötü huy ve çirkin sıfatlarından arınmak, kalbi yalnız Allah’a bağlayıp onun zikriyle süslemektir/^'*
11-A. Kadir-i Geylânî: Allah’a karşı doğru olmak, insanlarla da güzel ahlâkla geçinmek/^s
Tüm bu tariflerin birleştiği ortak hususlar şunlardır:
1-Kalbi dünyadan ayırarak Allah’a bağlamak.
2-Kur’ân ve Sünnetin gösterdiği yolda çokça ibadet ederek ruhu saflaştırmak.
3-İbadet, zikir, tefekkür riyazet ve mücahede ile nefsin arzularını kontrol altında tutmak.
4-Hakikatin bilgisini elde edip Allah’a kavuşmayı gerçekleştirmenin arzu ve gayreti içinde olmak.
5-Güzel ahlâk sahibi olmak.
Tasavvufun bilimsel tarifi ise:
İnsanın kalbindeki kötü vasıflardan ve onların kurtulma çarelerinden kalpteki iyi vasıfları ve onları kazanma yollarından mânevi mertebelerden geçerek en yüksek mertebe olan “Kâmil İnsan” seviyesine ulaşmanın kurallarından ve nihayet tevhidin inceliklerinden bahseden bir ilim dalıdır.
Tasavvufun kaynağı İslâm’dır. Tasavvuf bir yaşama, bir tatmadır. Kaynağını Kur’ân ve sünnetten alır. Kur’ân’daki temelleri tevbe, zikir, teşbih, dua, sabır, şükür, zühd, Allah sevgisi, Allah korkusu, tevekkül, ihlâs, işar, riyazat, mücahede, velâyet gibi konulardır. Ayrıca tasavvufta ledün ilmi de -bâtın ilmi- vardır. Kur’ân’da bu ilimden bahsedilir. Sünnetteki delilleri ise, dünyaya değer vermemek, zikir, tevekkül, ihsan, nafile ibadetler, riyazet, gibi şeylerdir.
tours estambul yazdı..