guía de estambul ve allah bilgilerim154
sizlere en güzel bilgileri yazan guía de estambul diyorki “Biz Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’le iken Ay ikiye ayrıldı,» Enes (radıyallahu anh)’dan:“Mekkeliler, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ’den, kendileriıu mucize göstermesini istediler. Bunun üzerine Ay’ın iki kısma bölünü^jj. nü (mucize olarak) onlara gösterdi. Nihayet Hira (dağını) bölünen oilo' kısım arasında gördüler.’’ (Bunu Enes’ten Katade rivayet etti). (827) Ma'mer ve diğerlerinin Katade tariki ile Enes’ten (radıyallahu a/ıTıjnalt lettikleri rivayette ise şöyle geçmektedir;
“Onlara Ay’ın ikiye bölünüşünü gösterdi.’’
Bunun üzerine;
“Saat yaklaştı ve Ay iki (parça)ya ayrıldı.’’ (828) âyeti nazil oldu.” Aynı hadîsi, Cubeyr b. Mut’im (radıyallahu anh)’dan, oğlu Muhammj ve torunu Muhammed’in oğlu Cubeyr de rivayet etmişlerdir.
Aynı hadîsi, İbn Abbas’dan (radıyallahu anhüma) da, Übeydullahb. Ab-dillah b. Utbe rivayet etmiştir.
İbn Ömer’den Mücahit rivayet etmiştir. Ebu Abdurrahman b. es-Sühi ve Müslim b. Ebî İmran el- Ezdi (aynısını) Huzeyfe (radıyallahu anlîj’dao nakletmişlerdir.
Hulâsa, bu hadîslerin tarikleri (senedleri) sahihtir. Âyet ise, son derece sarihtir. “Eğer böyle bir hadise ceryan etseydi, bütün yer ehli bundanlıa berdar olurdu. Çünkü bu açık bir şeydir’’ diyen bayağı kimselerin sözüne iltifat edilmez. Çünkü bize, bütün yer ehli o gece Ây’ı gözlemişlerdir de,' görememişlerdir, gibi bir haber nakledilmemiştir. Gözetledikleri hakkında.: bir yalan üzere ittifakları muhal olan bir topluluktan bir haber bize kadar' gelse bile yine aleyhimizde bir delil olmaz. Çünkü Ay her yerde aynı inin; val üzere görülmez. Bir ülkeye, başka ülkeden önce doğmuş olabilir, | Bunun tersi de mümkündür... Bulut ve yüksek dağlar gibi şeyler Ay il«| ülke arasına girebilir de o ülkenin sakinleri Ay’ı göremezler. Bu sebebledr ki, bazı memleketlerde Ay tutulması görülürken, diğer bazı memleketlerdi; böyle bir şey görülmüyor. Bazısında Ay’ın tümü tutulurken, bazısındai! parçası tutulmaktadır. Bazı ülkelerde, Ây tutulması nedir bilmezler. Buraj ancak bu gibi olaylara hakkiyle vukufıyeti olanlar bilirler. Bu, Aziz, Al®ç olan (Allah’ın) takdiridir... [
Ay mucizesi geceleyin vaki olmuştur. İnsanlar umumiyetle geceleyint« İ du ve sükûn içinde istirahata çekilmişlerdir. Kapıları kapamak, ev için*| dolaşmaktan başka bir şey düşünmezler. Sonra gök işlerinden herkesa«li| yamaz. Onları ancak kendisini buna veren ve devamlı olarak Ay ve
gözetleyenler bilirler. Bu sebebledir ki; birçok yerlerde Ay tutulur da kimsenin haberi bile olmaz. Ancak haberdar edildikten sonra bilirler Ay’ın tutulduğunu...
Kendilerine güvenilen bazı şahıslar, geceleyin gökyüzünde görünen nurlar saçan büyük yıldızlar (Kuyruklu yıldız) gördüklerini anlatırlar da bu hususta kimsenin bilgisi olmaz.
PEYGAMBER (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM) İÇİN GÜNEŞİN HABSEDİLMESİNE GELİNCE
/mam Tehavî bu hususta, Esma binti Umeys (829)’den iki tarikten Miş-kilü’l-Asar hadîs rivayet etmiştir:
“Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ’in, mübarek başı Hazreti Ali’nin kucağındayken, kendisine vahyolundu. İmam Ali ikindiyi, güneş ba-tıncaya kadar kılmamıştı. (Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den) 0 vahiy hali geçtikten sonra buyurdu:
—Ya Ali, ikindiyi kıldın mı?
—Hayır! Kılamadım. Bunun üzerine Allah’ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Allahım, O, şüphesiz senin ve Resûlünün taatındaydı, güneşi ona geri çevir!”.
Esma dedi ki:
“Onu gördüm. Battıktan sonra tekrar doğdu, dağların ve yerin üzerinde durdu. Bu Hayberin es- Sahbâ semtindeydi.”
Denildi ki: Bu iki hadîs sâbittir ve râvileri de sika (kendilerine güvenilen kimseler)’dir.
İmam Tehavî naklediyor: Salih oğlu Ahmed diyordu ki:
İlmi kendine yol (meslek) edinen kimse için, Esma’nın naklettiği hadîsi ezberlemekten yüz çevirmesi yakışık almaz. Çünkü o. Nübüvvet alâmetle-rindendir.
Bukeyroğlu Yunus (Ziyadetü’l- Megazî) de rivayet etmiştir. Bu rivayeti, Ebu /sÂak'tandır:
“Peygamber (aleyhisselâm) İsra gecesi geri döndüğü zaman yoldaki kafilenin durumundan kavmini haberdar etti
—Peki kafile ne zaman gelir acaba? diye sordular.
—Çarşamba günü! buyurdu.
Çarşamba günü geldi, Kureyş yolda beklemeye koyuldu. Akşam olup kafile gelmeyince Allah’ın Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) dua etti, Güneş(in) batması durdurulup gündüz bir saat daha uzatıldı.”
MÜBAREK PARMAKLARINDAN SUYUN FIŞKIRMASI VE DUASI SAYESİNDE ÇOĞALMASI
Bu bahta varit olan hadîsler pekçoktur.
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'m mübarek parmaklarından su. yun fışkırıp (çağlayan gibi) aktığını, ashabtan bir topluluk rivayet etmiştir
Enes, Cabir ve İbn Mes'ud (radıyallahu anhüm) onlardan bazılarıdır.
Bize, Fakih Ebu İshak İbrahim b. Ca'fer, Kadı İsa b. Sehl, Ebu’l-Kasin Hatim b. Muhammed, Ebu Ömer b. el- Fehhâr, Ebu İsa, Yahya, Maliü İshak b. Abdillah b. Ebi Talha (senediyle);
Enes b. Malik (radıyallahu anh)'dan:
‘‘Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’i gördüm. İkindi namazının vakti girmişti. Herkes abdest almak için su aramaya koyuldu. Bulamadılar. Peygamber (sallallahu aleyhi ve seüemye bir kapta su getirildi. Bunun üzerine Allah’ın Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) elini kabın üstüne koyup herkesin ondan abdest almasını emretti.— Enes (radıyaMu anh) devam ederek dedi ki—: Mübarek parmakları arasından suyun fışkırmakta olduğunu gördüm. Bir fert kalmamasıya herkes abdestinialdı...” (831).
Katade'mn Enes (radıyallahu anh;"dan yaptığı nakilde ise şöyle geçmektedir;
“İçinde mübarek parmaklarını örtecek veya örtmeyecek kadar bir su bulunan bir kap getirildi.”
Râvi, Enes (radıyallahu anhayya dedi ki:
— Kaç kişi idiniz?
(831) İmam Buhari, Sahih, 4. Kitabu’I-Vudu’ 32, Babu İliimasi’l-Vudui İza Haneti’s-Salam'deE» b. Malik (r.a.)'dan İmanı Müslim. Sahih 43. Kitabu'l- Fadail 3. Babun H Mu'cizati'n- NebiyylsaUı hu aleyhi ve sellem de 4. 2279 Nolu metni rivayet etmiştir. Ayrıca İmam Buhari. Sahih. Kiubu'l-Vuıi» 47. Babu'l- Gusli ve'l- Vudui fı’l- Mahdabi ve'l- Kadehi ve'l- Hasebi ve’l- Hıcareti'deEnesb. MaM ir.a.) değişik lâfızlarla yine su mucizesini tahriç ettiği gibi ayrıca Kitabu’l- Menakıb. Babu Alamaft Nübüvve'de İmran b. Husayn (r.a.) ayrı bir metinle teksirü’l- Ma' Mucizesi'nin başka bir yerdtık"^ kuunu tesbit ve tahriç ettiği gibi, yine Enes fr.a.)'dan Medine civarındaki Zevra’da vaki olan aynı zeyi değişik elfaz ile tesbii ve tahriç etmiştir. Ayni babta bu cinsten vâki olan diğer mucızaııdaie** ve tahriç eylemiştir. İmam Müslim. Sahih 43, Kitabu’l- Fadail 3. Babun fı’l- Mu’cizati'n- NebiyM'' de 5 (...), 6 (...), 7 (...) numaralı metinlerle teksirü’l- Ma hakkında da varid olan mucizeleriıesb>'’ tahriç eylemişti. Sünen-i Ebu Davud, Kitabu’l- Salât, Ebvabu’t- Talavvu, Babu’s- Salati Bade'HS*'* Hz. Âişe (r.a.) 'dan su ile ilgili bir mucize tesbit ve tahriç edilmiştir. İmam Nesai Sünen-i Tirmizi. Kİb^, Menakib, Babun (Min bereketi’n-Nebiyyi (s.a.v.) teksiri’l-Mai, 3635 Nolu metni Ene.'b‘'l'J, (r.a.)’dan tahriç etmiştir. İmam Maiik, Muvatta’ Kitabu’t-Tahare 22 babta rivayeti tahriç ve miştir.
MÜBAREK PARMAKLARINDAN SUYUN..
—“Üçyüz kişi civarında idik, dedi.” (832).
Ondan nakledilen bir rivayette, onların Medine çarşısındaki (mescide yalcın olan) Zevra'da oldukları, anlatılmaktadır.
Aynı hadîsi ondan Humeyd, Sabit ve Haşan da rivayet etmişlerdir. Humeyd’in rivayetinde (833):
“Dedim ki: Kaç kişi idiler?”
Şu cevabı verdi;
“Seksen kişi idiler.”
Aynısını Sâbit de ondan rivayet etmiştir. Sâbit'in yaptığı başka rivayette ise. onların yetmiş kişi oldukları anlatılmaktadır.
İbn Mes’ud (radıyallabu anb)'ın rivayetine gelince:
Sahih’te vârit olduğuna göre; Aikame ondan şu rivayeti yapmıştır;
“Biz Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'\e beraberdik. Suyumuz yoktu. Resûlullab (sallallahu aleyhi ve sellem):
—“Yanında fazla suyu olandan isteyin! emrini verdi. Bunun üzerine Ona su getirildi. Onu bir kaba döktü sonra (mübarek) avcunu onun içine koydu. (Bir de baktık ki) Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ’in mübarek parmakları arasından su fışkırmaya başladı.” (834).
Sahih'te vârit olduğuna göre, Salim b. Ebî Ca ’d,Cabir (radıyallahu anh) ’dan şöyle nakletmiştir:
“HudeybYanımızda (şu) senin deri ibriğinde olan sudan başka hiçbir su yoktur.
Bunun üzerine Allah’ın Resûlu (sallallahu aleyhi ve sellem) elini ibriğe koydu. (Bir de ne görelim:) (Mübarek) parmakları arasından su, pınarlar gibi akmaya başladı.” (Bu rivayette şöyle bir kayıt da vardır:
"Dedim ki;