guia de estambul ve varlık bilgisi45 sizlere bugün evet arkadaslar guia de estambul yazıları yazdı ve guia de estambul diyorki varlıksa, yani kendi-kendı-simn temeli olacak bir kendinde ise, bütünlük ona ancak nesne olarak görünebilir-o raman da kendim \ eniden ka\ ramanın öznel çabası olarak, ya da özne olarak kendi iç dağılmasından voksun kalır- o zaman da bu özne olmadığı için, onu bilmeksırin yalnızca onu duyumsayabilir. Böylece, bütünlük üzerinde hiçbir bakış açısı tasamır edilemez: bütünlüğün “dışarısı” yoktur ve onun “tersi”nin anlamı somsıı bile anlanulan \ oksuntlur. Daha ileriye gidemeyiz,
Işıc bu açıklamanın sonuna geldik. Başkasının varoluşunun, olgu olarak nes-nellı^Sımdc ve nesneliğınıle besbelli bir şekilde duyumsanmış olduğunu öğrendik. Ve a)Tiı ramanda başkasına yabancılaşma tepkimin başkastnın nesne olarak yakalanmasıyla ortay.ı kontluğunu gördük. Kısacası, başkası bizim için iki form akında varolabilir: eğer onu besbelli bir şekilde duyumsarsam, onu bilmeyi ıska-lanm: eğer onu bilir, onun üzerinde etkirsem, onun ancak nesne-varlığına ve dünyanın ortasındaki muhtemel varoltışuna ulaşırım; bu iki formun hiçbir şekilde sentezi mümkün değildir. Ama burada duramayız; başkasının benim için oldu^ bu nesne ve benim başkası için olduğum bu nesne, beden olarak tezahür eder. 0 halde benim bedenim nedir? Başkasının bedeni nedir?
Beden ve onun hilingle olan münasebetleri sorunu çoğu kezan^ getirilir, çünkü daha en baştan beden kendine özgü yasalan olan ve d, nımlanmaya elverişli belli bir şey olarak ortaya konur, oysa kibilince^^' gü kişisel görü tûrtiyle ulaşıldığı düşünülür. Gerçekten de eğer mutlak içselliğinde ve bir dizi düşünümsel edimle kavradıktan sonra oi)., nir sistemi, bir beyin, salgı bezleri, sindirim, solunum ve dolaşım oluşmuş ve bizatihi maddi yapısı hidrojen, karbon, azot, fosfor vb. 3^, de kimyasal yönden analiz etmeye elverişli belli bir canlı nesneyle çalışırsam, üstesinden gelinmez güçlüklerle karşılaşırım; ama bu gûçluijp. cimi benim bedenimle değil de başkalarının bedeniyle birleştirmeye lo rdan ileri gelir. Nitekim betimlemeye çalıştığım beden benim için olduğıb ; nim bedenim değildir. Beynimi hiçbir zaman görmedim ve görmeyecefeM gı bezlerimi de öyle. Ama bir insan olan ben, insan kadavralanûzentıJi-^'” çalışmalarını gördüğüm, fizyolojiyle ilgili kitaplar okuduğum için, bet:; tastamam teşrih masaları üzerinde bana gösterilen ya da kitaplardarenl;!!^' rine baktığım bedenler gibi olduğu sonucuna varınm. Şüphe yok kıbsafc davi eden hekimlerin, beni ameliyat eden cerrahların, kendiliğimden bu bedenin dolaysız deneyimini yapabildikleri hatırlatılacaktır. Aksı».) ve beyinden, yürekten ya da mideden yoksun olduğumu da iddia «,■ Ama her şeyden önce bilgilerimizin düzenini seçmek önemlidir; hekiınlriffi bedenim üzerinde yapabildikleri deneylerden yola çıkmak, dünymmcKÜ başkası için olduğu haliyle benim bedenimden yola çıkmak demekııt olduğu haliyle bedenim, bana dünyanın ortasında görünmez. Hiçiiî-röntgen taraması sırasında, omurlanmm görüntüsünü bir ekran ûzeıisû' j tüm, ama kesinlikle dışarıda, dünyanın ortasında bulunuyordum aluşturulmuş bir nesneyi, başka buradakiler arasından bir
Itoklanmı vc ellerimi gördüğüm, onlara rlokundugum doğrudur. Ve cani, jıırvaılıgm bir yandan kendi gözlerinden birini görürken, bu görülen gözün ay-jii antla bakışını dünyaya yönelıligi duyulur bir düzenek tasarlamamı cngelleyc bilecek bir şey de yoktur, Ama bu durumda bile, gözüme nispetle başkası oldu j*ııına işaret etmek gerekir: gözümü dünya i(,ınde şu ya da bu tarzda oluşturul muş duyu organı gibi kavrarım, ama onu “görürken görmek”, yani onu dünyanın bir görünümünü benim için açık eltigı sürece kavramak benim için mum kıın değildir. Bu göz ya şeyler arasından şeydir, ya da şeylerin onun aracılığıyla bende keşfedildikleri şeydir. Ama bu ikisi aynı anda olamaz. Benzer biçimde elinim nesnelere dokunduğunu göıvrüm, ama onu onlara dokunma ediminin içinde lıilemcm. Bu, Maine de Biran’ın ünlü “çaba duyum” [sensation d’effori] adını verdıb şeyin gerçek bir varoluşa sahip olmamasının ilkesel nedenidir. Çünkü elim bana nesnelerin direncini, katılıklarını ya da yumuşaklıklannı açıklar, yoksa h'tiıiı-kendisini değil. Nitekim elimi bu mürekkep hokkasını gördüğümden başka lurlü göremem. Benden ona doğru bir mesafeyi yayanm ve bu mesafe dünyanın bütün nesneleri arasında kurduğum mesafelerle bütünleşir. Bir hekim hasıa bacağımı incelediğinde, yatağımda yarı oturur konumda beni muayene edişim seyrederken hekimin bedeninden edindiğim görsel algı ile kendi bacadan edindiğim görsel algı arasında esasta hiçbir fark yoktur. Dahası, bunlar ancak aynı bir topyekün algının farklı yapıları kimliğiyle farklılaşırlar; ve hekimin toı bacağıma ilişkin algısı ile benim-kendimin bu anda bu bacağa ilişkin algım arasında yapısal fark yoktur. Şüphe yok ki bacağıma parmağımla dokunduğum zaman bacağımın dokunulmuş olduğunu hissederim. Ama bu çift duyum fenomeni özsel değildir; soğuk, ya da bir morfin iğnesi bu olguym ortadan kaldırabilir; bu da özsel yönden farklı, iki gerçeklik düzeninin söz konusu olduğunu göstermeye yeler. Dokunmak ve dokunulmak, dokunduğunu hissetmek ve dokunulduğunu hissetmek; bunlar “çifte duyum” adı altında beyhude yere bir »rayageiınlmeye çalışılan iki tür fenomendir. Aslında, radikal bir biçimde farklıdırlar ve ileüşemez iki düzlemde varolurlar. Zaten bacağıma dokunduğumda ya d2onu gördüğümde, kendi imkânlarıma doğru onun ötesine geçerim; örneğir ^ Pfflialonumu giymek için, yarama yeni bir pansuman yapmak için ötesine geçe I' biç şüphesiz
futbol oynamak imkâmna sahip hnı olaıak bacak değildir. Nitebmı, dünya içindeki imkânlarımı go.sierdığı ölçüde bu bedeni görmek, bu kunmak, benim olan bu imkânları dlu-ımkânlara dönüştürmektir [jy|^ şım, koşmanın, dans etmenin, vb. yaşayan imkânları olarak bedenin ye ilişkin tam bir körlüğü de ister istemez peşinden getirmek zorundadif' bette bedenimin nesne olarak keşli, onun varlığının gerçeklen de ortaya, sidir. Ama bana böylece görünen varlık, onun başkası-için-varlı^ıdif şıklığın ne türlü saçmalıklara götürdüğü, “tersine çevrilmiş görûntûy ünlü sorunda açıkça görülebilir. Tızyologlarm ortaya ataklan soru bilin,-. namız üzerine ters olarak yansıyan nesneleri nasıl düzeltebiliyomzr’ verdikleri cevap da bilinir: “Burada bir sorun yoktur. Bir nesne e\Ten:.;,.b lan kısmına nispeten dik ya da terstir. Bütün evreni ters olarak alşbıri-, anlam taşımaz, çünkü onun bir şeylere kıyasla ters olması gerehr',-^ : özellikle ilgilendiren şey, bu yanlış sorunun kaymağıdır; çünkü ilişkin bilincim başkasının bedenine bağlanmak istenir, işte biri:,- "levi gören billurumsu organ, ve mumun retinanın ekranı ûzennaeklrl, gesi. Ne var ki aslında retina burada bir fizik sistemin içme girer 'eL':-,!,, ve yalnızca odur; billurumsu organ mercek ve yalnızca mercektir. ikisi de kendi varlıklan içinde sistemi tamamlayan mumla bagdaşıkiüzz oluyor ki görme sorununu incelemek üzere bilerek fiziğin bakış şarınm, dışsallığın bakış açısını seçtik; görünür dünyanın onasında.kt nın görûnebilirliğini anlamak için ölü bir göz düşündük. Bu noktadan tık mutlak içsellik olan bilincin kendini bu nesneye bağlamayarı sil şaşırabiliriz ki? Başkasının bedeni ile dış nesne arasında kurduğu® betler gerçekten varolan münasebetlerdir, ama olmak için başkası-içı®' na sahiptirler; “uzaktan eylem" (aetion â distance] türünün sihirli te bilinen, dünya-içi bir akış merkezini varsayarlar. Kökenden itıbarenr^" kasının perspektifi içinde yer alırlar. Dolayısıyla eğer bedenin do|aS' düşünmek istersek, düşüncemizi varlığın düzenine uygun bir bıçı®^^ memiz gerekir:
jenı hem kendı-ıçm-varlık hern de başkası-ıçın-varlık olarak bırbm aıdından m-^-elemek zorundayız; ve “ters çevrilmiş görüntü” türünden saçmalıklara düşmemek için, bedenin bu iki görünümü iki farklı ve ıletışemez varîsk düzlemi üzerinde olduğundan bunların birbirine indirgenemez oidukian fikrinde derinleşeceğim Kendi-için-varlık bütünüyle beden olmak zorundadır ve bütünüvîe bilinç olmak zorundadır: bir bedenle birleştirilmiş olamaz Aynı şekilde başkası-ıçin-^,jrlık da bütünüyle bedendir; burada bedenle birleştirilecek “psişik fenomenler" yoktur; bedenin arkasında hiçbir şey yoktur. Ama beden bütünüyle “psişık"tır. Şimdi bedenin bu iki varlık kipini inceleyeceğiz.
