guia de estambul ve islam bilgilerim735

guia de estambul


guia de estambul ve islam bilgilerim735 sizlere en güzel bilgileri yazan guia de estambul elinden gelen gayreti gösterdi ve guia de estambul dediki Günümüzde l:hû I /(ini/e’nln yolundan giderek zirai ürün ol.ırak bunları da öşre tâbi tutma eğilimlerinin .uttığını burada belirtmeliyiz.Bütün nuvheplerde ilgili hadislerden dolayı meyve sirnâr) olarak kuru hurma, kuru üy.üm ve ö/.r-llikle Mâlikiler ve diğer bazı fakihlerce ek olarak zeytin diğerlerinden istisıuı olarak bunlar öşre tâbi tutulurlar, hbû Hanife’nin, kendi genel yaklaşımı göz öniıne .ılındığında onun zeytinden öşür alacağı açıktır. Ebû Ubeyd kitabında bald.ı olduğu gibi zeytinin zekâtı konusunda da görüş ayrılığı olduğunu kaydeder: Burad.ı gelen haberlere göre Hz. Ömer kendi zamanında zeytin ve yağından öşür almıştır. Yine Ebû Ubeyd; Ibn Abbas (r), İbn Şihâb, İmam Mâlik ve İraklıların', İbn El)î I.eylâ ve Süfyân hariç, zeytini öşre tabi tuttuklannı. İraklıların ise onun yağından değil doğrudan mahsulünden zekât aldıklarını kıydeder. Fakat kendisi, hadislerde açıkça yer almadığı gerekçesiyle zeytinde zekâta karşı çıkar. Bununla beraber I:bû Ubeyd, Peygamber (s.a)'in. Mu âz (r.)’ı Yemene gönderirken ona verdiği zekât listesinde zeytinin de olduğuna ilişkin bir habere yer verir. Onun bu hadisi sağlıklı bulmadığı anlaşılıyor'^'. Zühh de zeytinde zekâtı savunan-lardandır"^.
- Öşür İçin zirai mahsullerdeki ana özellikler: Burada Ebû Hanîfe dışında fakıh ve mezheplerin, aralarında bazı farklar bulunmakla beraber, ziraî mahsullerde öşre gidilmesinin genel ana ölçüleri: Mahsulün; a. Kurutulan, b. Uzun müddet (yaklaşık bir yıl kadar) saklanabilen, c Yenilir cinsten temel gide (; küt), d. Zirai (ekilip biçilen) bitkilerden olması ve ayrıca Hanbelîlerde görül
* I.SAM'ın llrnulifllirutıs H.ınl>.'lik>r'in |Mmuk, keten ve kenevir gibi mabsutlerden öşür aldıktan ka dedılıyor ki bn İniğinin lesbıtinde veya ilgili kavrama verilen anlamda bir hala olmalıdır. Kitaplar geçen “kutnivyAl" panuıkgiller değil baklagiller anlamındadır. Nitekim Zuhrî de onu; mercimı nohut ve diğer taneli uıtmler olarak tanımlar. Medine ve Şam etilinin de bu tür mahsulleri bö ısmıleiKtırdıkJerıni M’,)ylet. Zuhrî için bak Yahya b. Âdem. Harâc. 141, ra. 493 (1384 h) tSO Hanbelîler için Ir.ak ( V/iri, cl Fıkh alâ-Mezâhibi'l-erha a, I. 618; Vehbe Zuhaylî, II. 807
181Ebü Ubeyd. Ilmuâl. 471 72. 499
182Yahyâ b, Âdem, Harâc, 141, 1.51, ra. 493, 546 (1384 h
İSÛM'IN DAYANIŞMA - PAYLAŞMA MEDENİYE T
düğü yibi kcyli (: kırlı değil ölçek birimleriyle alınıp satılır şeı^) olrr,Q>| dedir.
Hanbelilcr, bbû Hanife gibi her şeyi kapsayan bir görüşte olmasalcird 1ar hurma ve kuru üzüme ek olarak yukardaki özelliklere uyan fındık, benzerlerinden ve çeşitli maksatlarla kullanılan pek çok bitki
ve hatta şeker kamışında; bunlar öşür topraklarında ise öşür, haraç toprai^j. rında ise haraç ödeneceğini kaydeder’*^ ki Hanbelîler in de benzeri mahsy| lerden öşür aldıklarını görmüştük ve doğrusu da bu olmalıdır. Öşür toprg. meselesine gelince günümüzde kişilere tapulu tüm arazileri, yerin bitirdiklefi zekâta bağlayan âyet doğrulusunda, öşür toprağı hükmünde görmek beri( isabetli olacaktır.
Yukarıdaki anlatımlardan anlaşılacağı üzere mezhepler ve fakıhler arasmd bazı farklar olsa da genelde tüm hububat: Buğday, arpa, mısır, pirinç haşhaş, susam, darı v.s, bakliı^at; fasulye, nohut, mercimek, bakla, bezelye ile kurutulan me\ıue ve yemiş f: feuâkih) cinsleri ve ayrıca Hanbelîlerde i tulup kullanılan çeşitli tür bitki tohumları öşre tâbi olmakta bu mezhepte de sebze ve meyveler zekâttan hâriç tutulmaktadır. V. Zuhaı^li kitabında; Kurut muş ünnap, incir, kayısı ve dut gibi meyvelerin, kekik ve çöven gibi bitkile de Hanbelîler’de öne çıkan ölçülere göre öşre tâbi olacaklarını kaydediyor de Cezîrf^ bu mezhebin; Zeytin, ünnap, incir, dut, soğan gibi mahsullerde öngörmediğini yazar, Ebû Hanıfe'ye gelince o, temel yaklaşımı doğrultusuı bütün bunlardan öşür alacaktır.
183Mezheplerin bu görüşleri için bak. İbn Kudâme, el-Mugni, 11, 690-91; İbn Hubeyra, v. 4/a;! I, 616- 618; Vehbe Zuhayli, el-Fıkhu'l-İslâmi, II, 800 vd.; Mezheplerin görüşleri, Öşürde nü nisbetler hakkında geniş bilgi ve kaynakları için ayrıca bak. C. Yeniçeri, İslâm Iktisadmınts 60-64; Yeniçeri, Islâmda Devlet Bütçesi, 177-182
184Ebû Yûsuf, el Haröc, 77
185Ebû Yûsuf, Harâc, 77
186V Zuhaylî, II, 807; Cezirî, 1,618
c.Uzun süre saklanabilen meyve, sebze, patates, soğan v.s'nin durumu: Günümüzde yeşil sebze ve meyvelerin çeşitli fennî usullerle çok uzun süre saklanabildikleri malumdur. Ancak öşür, sene geçmesine tâbi olmadan, hasadın hemen arkasından alınır. Yaş sebze ve meyvenin dayanıklı olmaması ve çokça zayiata uğraması dolayısıyla bu iki tür zekât tahsiline uygun düşmezler; Onların tahsili, gerekli bölgelere ulaştırılması ve ardından oralarda gerekli yerlerine ulaştırılması ve orada da hak sahibi son tüketicinin onu hemen tü ketmesinin gerekliliği gibi durumlar bu iki türün zekât konusu yapılmaması nm sebebi olmalıdır. Bütün bu sebeplerle yaş sebze ve meyveler malî-iktisadî açıdan zekâta uygun görülmemiş olmalı ki mezhepler onları zekât hârici görmüşlerdir. Bu konuda onlar Peygamber (s.a)’e rivayet zinciri kopuk (mursel) olarak bağlanan ve tek Tirmizî ve ondan önce Ebû Ubeyd (Ö.224 h) gibi mali hadisleri toplayan eserlerde görülen; “Sebzelerde zekât yoktur", hadisine ve aynca Hz. Ömer, Ali (r.a) ve kendilerinden önceki fakıhlerin görüşlerine tutunmuşlardır. Ebû Ubeyd ve Yahya b. Âdem (Ö.203 h)’in kitaplannda bu görüşlere yaş meyveler de dahil edilir^®^. Bu konumdaki ürünlerin, bazılarını günümüz şartlarında öşre dahil etsek bile eskiden olduğu gibi genelde muaf tutulup ilerde ticarî kazançlarından zekât beklenmesi daha İktisadî ve de gereklidir. Bununla birlikte sebze ve meyvelerden depolarda uzun süre tutulabilecek olanlardan tahminî zayiat miktarı ve saklama masrafları çıkarılarak, öşre tâbi tutulmaları tartışılabilir. Yaş sebzeler içinde düşünülmesinden olacak ki Fıkıh kitaplarında adları pek geçmeyen patates, soğan ve sarımsak da bu konumdadırlar. Onlardan özellikle patatesin yer yer temel gıda maddesi (: kût) niteliğinde olduğu ve yemek geleneğine göre değişse de soğanla birlikte günlük ihtiyaç içinde yer aldıkları ortadadır. Bu açıdan onların hasat mevsimlerinde öşre tabi tutulmaları öşrün genel şartlarına uygun görünüyor. Onların ticaretini yapanlar elbet ticaret mallan zekâtına tâbidirler.
d.Ziraî bitki olarak Pancar, Çay, Kahve ve Gül yaprağı: Üretici yaprak çay ve gülden mahsul olarak değil de onlardan elde ettiği gelirler (para) itibariyle zekât hükümlerine tâbi olur. Çay fabrikalarının işleyip satışa sunduklarına gelince onlar da ticarî mal hükmündedirler ki Gül yağı üreticilerinin konumu da böyledir. Konserveler de bu şekilde sanayi ürünü olarak ticaret malı konumundadırlar. Pancara gelince şeker kamışının öşre tâbi tutulduğunu yukarda görmüştük. Pancar ise ona kıyasla öncelikle öşre tâbi olur. Ancak günümüz-
187rırmiai, Zekât, 13, ra. 638; Ebû Ubeyd, Emuâl, 500, ra. 1507-1512; Yahya b. Adem. 155 vd
de hem o lu;m de ‘n>Uur f^aııcarı bizzat mahsul olarak dc<(i) ki ı,ıi,|,,,|,, | edilen şeker trlarak (ükelilirler Bu açıdan çiftçi yerine, <jrıu şık,., lı.,lıı„),''' ''' mal konumuna rjellren fabrikaların 1/40 nisbetinde İn ati uıallaı a-k„lı,ı'' '' tutulmasının uyfjnn ve halta gerekli olduğu kanaatındaymı I'.ukoi öşür değil, ondan kazandığı gelirden; yıl sonunda elintle kalan mıkla» u/erin zekât öder, fdln-l bu. varsa diğer para ve ticarî mallark» bıılıklc be•,a|)l,,^ır D yanıklı tükelim malları içine girse de keyif vericilerden olnp temel ıııd.ı ınach^ olmaması hasebiyle Kahue üretiminin hükmü de bundan f.nkiı olm.ım.jlulır
e. Tütün bilkisinc gelince onun gerek ölüm ve g<-rek b,r,lalık ve sakatlıl, şeklinde insanlığa verdiği zarar ortadadır. Üretim ve ticaretinden öşür ve zekâ| alma yerine arlık fıkhı hüküm olarak onun tümüyle yasaklanın.r.ı düşünülmeli, dir. Bu yasaklama ilk başta kaydedilen; “Zekâtı kazançlartnıy.ın lerni/. olanların, dan verin”, anlamındaki âyete uygun olmalıdır. Zekât ayakta tulm.ıyı tutun ısç yıkmayı hedefler.
2-Öşürde Nisap, Nispet Ve Sene Geçmesi
a- Öşürde Nisap Ve Nisabı Hesaplamada Birbirlerine Katılabilecek Cinsler
a.Nisap: Ebû Hanîfeye göre öşürde nisap yoktur. Hanefik-ı dıyt: lan ve diğer mezheplere göre öşrün nisabı 5 uosk dır ki bu da hadiste s te, bundan aşağı miktarda olanda öşür bulunmamaktadır''^''. 5 vaskı ca/; Yusuf Kardauî gibiler (—653 kg.) gösterirlerken Ö. Bilmen 1 ton. M. Huni! d da (rh.) I ton 200 kg. olarak gösterirler ki bunu 620 gösterenler bile vardıı l/ask miktar olarak bölgelere göre bira2 farklılık gösterse bile elbet bu ölçuu fark söz konusu olmaz. Aşağı seviyelerde olan çiftçi lehine ve biraz da bunkı ortalamasına göre karar vermek gerekirse bunun her halde 750 kg. veya dal
188Buharı, Zekât, 57
189Bilmen, Hukuki İslâmiı^i/f, IV, 126; Hamidullah. İslâm Pevgmheri. 11. 98tî. ra K)08; Vt-hbe Zub ve er- Reys’in kitabına dayanarak olmalı ki ISAM İlmuhalindc 5 vask 653 kg gösterilmiştir başka yerinde buğday nisabı olark bu miktar gösterilmiştir ki bu, fitre ile karışlınimış olmalıdır Necmuddîn el- Kürdi nin eserinde bu yaklaşık 620 kg. gösterilmiştir, bak. V Zııhayli, el-Fıki İslâmîue Edilletuhu, II, 803; Yusuf Kardavî, Fıkhu’z-Zekat, 1, 373; ISAM, İlmihal, İman uelbod' I, 434, 447; el-Kürdî, Şer 1 Ölçü Birimleri, 282..guia de estambul sundu..