guía de estambul ile madde varlık bilgisi67

guía de estambul ile madde varlık bilgisi67

 evet arkadaslar szlere en güzel bilgileri yazan guía de estambul diyorki Yine hiç kimse kendi ma'lûmatı ve iktidân hâricinde hiçbir şey husûle [510] getiremez. Bu hakikatler aslâ tagayyür etmeyen tahfatin kânûnlan üzerine mü'esses olup kat'iyyen istisnâya mâlik değildirler. Bazı feylesoflar seyr-fil-menâm hâlinde bulıman bir kimsenin hakîkî olmayan, fakat şahsî olan birtakım mâni'alan atladıktan sonra -ki bu mâni'alar zamân ve mekândan ileri geliyor- istikbâli keşf edebildiği gibi, ara yerde büyük bir mesâfe bulunan vak'alan dahî anlayabildiğini tasdîk ediyorlarsa da bizce bu tasdikler de mes'elenin zâtı gibi bir nev' hayâlden başka bir şey değildir.
 guía de estambul
Fi'l-hakîka bâtıl i'tikâdlardan tecerrüd etmiş, vicdân hürriyyetine mâlik ve zekî bir kimse aslâ bu gibi tahfatin kânûnlan aleyhinde hâdiselere tesâdüf edemiyor. Şimdiye kadar bütün cinler, bütün periler ve bütün rûhlar, ya çocuklar yâhûd da bâtıl i'tikâdlara merbût evhâmh ve korkak kimselere görünmüşlerdir. Husûsiyle bu gibi mâ-fevka't-tabî'a oldukları iddi'â olunan hâdiseler ve görülen şeyler yakmdan tedkîk edilecek olursa, meydânda hiçbir şey bulunmadığı tezâhür eder. Zâten şimdiye kadar rûhlarla mâlî bir âlemin [5ii] yâhûd ölenlerin rûhlanyla bizim dünyâmızm münâsebette bulunduğunu söyleyenler hiçbir ölü rûhunu çıkarıp gösteremedikleri gibi, bundan sonra da gösteremeyeceklerdir.
Ne dönen bir masada ne de başka bir yerde bir rûh görmüş inşân mevcûd değildir. "Fen, ancak bir rûh tamr ki o da cardı birinsânmdimâğî fa'âliyyetidir" (F. A. Lange'^).
Tecrübe ve tarassud mektebinde yetişmiş bir tabî'at âlimi nazannda bu sözlerimiz hiçbir şübheye mahal vermeyen birtakım haldkatlerdir ve yine hiçbir şübheye mahal yoktur ki, labfatin kânûnlan aslâ istisnâ kabûl etmezler. Vâkı'â avâm böyle düşünmez. Onun nazarmda birkaç delinin sözü ve gösterişi birçok âlimlerin nazarlarmdan daha kuvvetlidir. Böyle bil saflığa karşı yegâne çâre ma'arif ve tahsildir.
Tabiî bizim fenlere istinâden verdiğimiz neticeler gibi, g^yet ciddî ve salahiyyet sâhibi dîger mutarassıdlar da bu kabil tecrübelerin birtakım delilleriyle saçma ve hayâl 1512] '^b'inklanıu isbât eylemişlerdir. 1783 târihinde Paris'te meşhûr ^^^yetizmacı Antoine Mesmer tarafmdem icrâ edilen hâdiseler ''^inda BaiUy nâımndaki hakimin riyâseti altmda bu
tecrübelerde hâzır bulunan bir fen hey'eti, ğâyeTî> tedkîklerden sonra neşr etmiş oldukları bir raporla icrâ tekmil mahâretlerin seyr-fi'l-menâm, hayâl görme, tahayyül ve taklîd gibi esâslara müstenid şarlatanlıklardan ibâret olduğun,, resmen i'lân etmişlerdir. Paris'teki Tıb Akademisi dahî dikkatli bir tedkîkten sonra aym neticeyi elde etmiştir. 1837'deyineaym Akademi bir levhanm altında bulunan yazdan okuyabilene üç bin frank mükâfât va'd etti ve üç sene mühlet verdi.
Fakat bu üç sene müte'addid defalar mürûr ettiği hâlde va'd olunan mükâfâtı hiç kimse kazanamadı. 1853 senesinde Cenova'da Paris'in en meşhûr seyr-fi'l-menâmcdanndan Mösya Lassaigne ve Madam Prudence Bernard ile birlikte teaübeler yapmak üzere fennî bir encümen teşkil edildi, [513] fakat hiçbiı netice elde edilemedi. Her cihetten iş falso çıktı. Bu gibi tecrübelerde hileye ve gözbağcılığa sed çekilmek istendikçe vazıh görmek ameliyyesi de meydândan gâ'ib olmaya başladı Yine 1853'de Berlin'de Louise Braun isminde keramet iddia eden bir kadm a'ma bir kralm gözlerini açmak va'd ettiği hâlde hiçbir şeye muvaffak olamadığı ve dolandmcdığa çalıştığı töhmetiyle cezaya çarptırıldı. 1857 senesinde Boston'da Mu'allim Fenton mâ-fevka't-tabfa bir hâdise husûle getirebüene, yani hiç temâs etmeden bir piyanoyu çalmak ve bir sandalyeyi bir cihetten diğer cihete naki etmek gibi ispritizmacılarca gâyet kolay add edilen bir fi'l icrâ edebilene beş yüz dolar (bir dolar takriben yirmi beş kuruş) vereceğini va'd
Bu va'd üzerine Amerika'nm meşhûr medyûmlanndan 14 kişi mürâca'at etti. Fakat hiçbirisi muvaffak olarak mükâfatı kazanamadı. 1857 senesi Temmuz'unun yirmi dokuzuncu günü meşhûr tabfat âlimi Agassiz'in riyâseti altinda içtimâ' eden dört mütefenninden ibâret bir kongre bütün [514] bu kabil hâdiselerin hile ve şarlatanlıktan ibâret olduğunu i'lân ederek halkm böyle şeyler iddi'â eden eşhâs tarafından
dolandırılmamalarmı tavsiye etti. Bu kadar irşâdlara rağmen ispritizmacıhk Amerika'da o kadar revâc buluyor ki, âdetâ para kazanmak için bir san'at gibi isti'mâl olunuyor ve her sene yüzlerce zavallımn ümarhânelere şevkine sebeb oluyor. 1878 senesinde Udine vUayetine tâbi' bir İtalya köyünde bu hastalık birdenbire kadınlar arasmda intişâr etmiştir.
gurada birçok meczûb kadınlar kendilerine peygamberlik eldiği^ ve her şeyi vâzıh bir sûrette görebildiklerini iddi'âya fsladılar. Nihâyet iş o dereceye vardı ki, mevki'i askerlerle
Bu kitâbm mü'ellifi dahî pek çok hârikalarından bahs olunan ve aslâ hîleci ve menfa'atçi olmadığı iddi'â olunan bir jeyr-fi'l-menâmcıya tesâdüf etti. Fakat bu kadm hârika [515] nâmıyla icrâ etmekte olduğu şeylerden hiçbirisine muvaffak olamadı.
Keşf nâmıyla söylemiş olduğu sözlerden bir kısmı büsbütün manâsız, diğer kısmı da bir netice çıkarılamayacak derecede ikiyüzlü idi. Hattâ seyr-fi'l-menâm hâlinde irtikâb ettiği hatâlardan dolayı afv temenni ediyordu. Nihâyet seyr-fi'l-menâmda muvaffak olamaymca "vecd" hâhne girdi.
Ve kendi "melâ'ike" siyle münâsebette bulunmaya başlayarak birtakım dînî manzûmeler okudu. Fakat bu husûsda muvaffak olaımyordu. Şübhesiz vaktiyle ezberlemiş olduğu bu manzûmelerin bile bir kısmım unutmuştu. Hâürlamak için beyitleri tekrâr tekrâr okuyordu ve bu hâlde âlî hâdiseler ve ilhamlar husûle getirebilmek şöyle dursun, gâyet fenâ şeyler söylüyor ve tahsÜ görmemiş kaba bir kız olduğunu meydâna çıkanyordu. Bu sahrlarm muharriri bu kadınm müdhiş bir Mekâr olduğuna ve efendisini aldattığına kâni' oldu. [516]
İşte bütün bu hâdise, tabf atin kânûnları hilâfmda bir şeyin aslâ vâki olamayacağım gösterirler. Binâenaleyh sempati-i kebîrde ikâmet etmek üzere rûhun dimâğı terk etmesi ve orada müdrik bi-zâtihî olmayan birtakım hârikalı işler husûle getirdiği mes'elesi kat'iyyen inamlacak bir şey değildir.
Bundan başka sempati-i kebîre â'id tedâvîler birtakım Melerden ve hayâllerden ibârettir ki, onları i'tikâdm psikolojisi yâhûd muhayyilemizin kuvveti bile te'vîl edemezler. Bunlarm sahaları dünyâ kadar geniş ve târîh kadar eskidir. Esâtir l^abramânlarmdan Aşil sağ ayağının başparmağında pek Mrikalıbir kuvvete mâlikdi. Plutarkhos'un hikâye ettiğine göre l^al Pyrrhus dahî aym ayağınm aym parmağıyla biraz oğarak türlü hastalıkları tedâvî ediyordu.
imparator Vespasien, ayağmdaki hârikalı biThi^ sâyesinde Mısır'da hastaları iyi ediyordu. Fakat bu gibj hâdiselerin gayr-i mümkün olduğunu isbâta çalışmak bizce muhterem kâri'lerin bunlara inandığını farz etmek demek olur ki, [517] şübhesiz bir nev' tahkirdir. Binâenaleyh bundan vazgeçiyoruz.
İşte görünen rûhlar, periler, dönen masalar, VVeinsberg'in şeytânları ve Davenport'un dolapları -her ne kadar şekilleri başka başka olsa yine- hep bu kabilden şeylerdir. İnsan bunlarm karşısmda fıtri iz'âmyla isyân etmeğe ve Vitale nâmmdaki zâtm şu sözlerini tekrâra mecbûr kalıyor:
"Hiçbir budalalık yoktur ki bu kadar boş olmakla beraber birçok zekileri de aldatabilmiş olsun!..." (Vitale).
Hiss-i kable'l-vukû' ve uzakta vâki' olan bir şeyi bilmek gibi hâssalara ve bu hâssalarla olmuşu ve olacağı bilmek, olandan haber vermek vesâ'ire gibi hâllere gelince yukandaki izâhlarımızm bunlara da tamâmiyle tatbiki icâb eder. Birtakım liyâkat sâhibi feylosoflarm, âlimlerin bu gibi boş ve bî-hûde şeylerle pek kıymetdâr vakitlerini işgâl etmeleri ve pek münteşir bazı gazetelerin birçok sütûnlarmı bu gibi münâsebetsiz şeylere hasr etmeleri bu fen ve terakki asrında şiddetle ta'yibe şâyându. [518]
Son zamânlarda rü'yâlar hakkında birtakım tedkîkler yapılarak bu husûsda müfüm neticeler elde etmek için pek çok çahşrmşlardu. Fakat rü'yâlarm pisikolojice ve fizyolojice ma'nâlan yâhûd ma'nâsızlıkları selim bir iz'ân nazarmda o kadar hiçtir ki, bu husûsda meşhûr bir meseli tekrâr etmek îcâb eder:
guía de estambul yazdı ve sundu..