guía de estambul ile madde varlık bilgisi88

guía de estambul ile madde varlık bilgisi88

 sizlere en güzel yazıları yazan guía de estambul çok çalıstı ve sizlere guía de estambul diyorki mu'âmeleleri noktasından ne kadar müte'addid olursâc^ asabiyyeye â'id merkezî uzuvlarm vazifesi, daha doğrusu rûi hareketler de o kadar azalır.Bıma rağmen zamâmmızm nazariyyelere â'id esrâri) günâhlarmda bu ma'sûm asabm dâ'imâ müşterek olduğum, iddi'â edenler pek çoktur ve biz bu iddi'âlara haksızdı, diyemeyiz.Onun sâyesinde sâ'ir-fi'l-menâm olanlar, manyetizma edilmiş adamlar, gözleri kapalı olduğu hâlde bir mektubu okumağa ve sâ'ati görmeğe muktedirdirler.
 guía de estambul

Bu hâdiselere dâ'ir birkaç misâl îrâdma ve bazı tafsilâta lüzûm görüyoruz. Bu îrâd edeceğimiz misâller ve bu vereceğimiz tafsilât rûhun makarrmm münhasıran dimağ olduğu mes'elesine â'id olacağı gibi aym zamânda dîger bazı fikirlerimize de hizmet edecektir. Bazılan bu gibi hâdiseleri evvelâ vâzıh görmenin, daha sonra hiss-i kable'l-vukû'ım, rü'yâlarm ve nihâyet ispritizmacı nâmıyla ortaya çıkan birtakım hokkabazlarm yaptığı gibi kabaca birtakım tecrübelerle mâ-fevka't-tabfa bir kuvvetin, bir rûhun [504] vücûdunu isbât maksadıyla irâ'e ettiler. Ve gûya bu gibi vâsıtalarla biraz muzlim dahî olsa yine rûhlar âlemi ile insânlar âlemi bej'ninde bir münâsebet te'sîs ettiklerini zann ediyorlardı. Hattâ daha ileriye de vardılar. Farz ettikleri o muhayyel âleme gûyâ açılan bu kapı ile uhrevî hayâta dâ'ir ma'lûmat alabileceklerini, rûhlarm ve ulûhiyyetin mâhiyyetini öğrenebileceklerini ve en sonra istikbâli keşfe muvaffak olacaklarım tahayyülden geri durmadılar. Schopenhauer gibi derin bir mütefekkir bile, kendi nihâyetsiz nazariyyeleri içine dalmış olduğu bir günde Regazzoni isminde âdi bir sokak manyetizmacısma meshûı olmuş ve ona i'tikâd etmiştir.
Bütün bu hâdiseler -her ne kadar mâ-fevka't-tabia oldukları iddi'â olunursa olunsım- bir mütefekkirin ve bir tecrübe âliminin nâfiz nazarları karşısmda pek bî-hûıif hayâllerden ve süslerden başka bir şey değildir. însanm tabî'at' eskiden beri işitmeyle gelen birçok esrârh şeyler ve mâhivy«*' mechûl hâdiseler dolayısıyla dâ'imâ bu gibi [505] hayâlk'^ meftûndur. Bu meftûniyyet, hâle göre muhtelif şekiU^^*^ kendisini gösterir. Eskiden sihirbâzlara, büyücülere, iyi olsunlara, şeytânlara, meczûblara, hortlaklara karşı halk'” merâk ve i'tikâdı, bugün medeniyyetle mütenâsib ve asnına^
bir şekle girerek, dönen masalara, tıkırdayan rûhlara ll'^jşişedîd bir düşkünlük şekline girmiştir.
O zamân sihirlerle, büyülerle merâklarmı teskin edenler, bugün ispritizma ile rûh oyunlarıyla ve seyr-fi'l-menâm ile ay m j,erâkı teskin etmektedirler. Âlimler ve münevverler bu kabil jıâ-fevka't-tabf a şeylere ve rûhlara ancak câhillerin inandığım (jfz ederler. Fakat "fluidomanie" denilen asabi seyyâlelerin husûle getirdikleri hâdiseler merâkı bu zanmn aksini isbât etmek için pek kâfidir. Büyük cem'iyyetlerde ve salonlarda yaşayanlarm dahi manyetizmacılara, falcılara, ispritizmaalara, ipnotizmacılara ve daha bu kabil birçok şarlatanlara temâ)'üUerinin derecesi ma'lûmdur. [506]
Fransızcada "rûhun leylî hayâtı" nânuyla ma'rûf olan bu kabü hâdiseler ale'l-âde birkaç kısımdan ibârettir. Bunları muhtasaran haber verelim:
Gebe kadınlarm "arzu"ları, bir nev' fâl demek olan "vâzıh (dairvcnjance) ameliyyesiyle berâber, hayvânî
manyetizma, hiss-i kable'l-vukû', seyr-fil-menâm, ikinci nazar, rûh görünmesi ve daha bazı hârikalı hâller...
Gebe kadmlarm "arzu"ları hiç tafsile değmez. En büyük mü'ellifler ve doktorlar -hiç istisnâsız- bu kabil "arzu"lan masal sırasma idhâl etmişlerdir.
Manyetizma uykusuna gelince, bazen bi'l-hâssa husûle getirilerek uzun müddet imtidâd eder. Bazen de kendi kendine hâsıl olur, yani hâricen bir sebebe tesâdüf edilemez ve bunun için rûhun vecdi bir hâli olmak üzere telakki edilir. Bu hâl ekseriyyâ kadmlarda vâzıh görme derecesine kadar ilerler. Bir here bu derece iktisâb edildimi onu iktisâb eden [507] şahıs hendisinde esâsen ve tabf aten mevcûd olmayan birtakım rûhî melekeler ibrâzma başlayacaktan. Meselâ kolayca birtakım lisânları söylemeğe ve kendisine büsbütün ecnebi olan Diuhavereleri aynen naki etmeğe, aslâ ma'lûmata olmadığı l>ahislere dâ'ir uzun nutuklar îrâdma başlar. Bu kabil ®'anyetizma olmuş kimselerin tavrmda tuhaf ve sâf bir hâl ''^rdır. Başkası tarafmdan kendine ilka edilmiş fikirler 'lolayısıyla mâ-fevka't-tabfa âlem ile kendi arasmdaki sıkı •Münâsebeti hâtırlar. Sesi âhengli ve muhteşemdir. Bu hâl biraz aha devâm eder de vâzıh görmek hâdisesi başlarsa -
Kapalı bir mektubu okumağa, can evine vaz' olunanbirsâ^ kaç olduğunu anlamağa ve diğerlerinin fikirlerini keşf etmefe istikbâli ve pek uzak mahallerde geçen vak'alan haber vermeğe muktedir olur. Nihâyet bu hâle gelmiş kimseler bize semâdan ve diğer âlemden, kâ'inâtm sırlarmdan, cehennemden öldükten sonra başımıza gelecek hâllerden ve ölmüşlerin rûhlarmdan bahs edebilirler. [508]
Şurası da tedkike şâyândır ki, bu kabil keşifler ilâhiyyât âlimlerinm fikirleriyle tevâfuk eder. Vâzıh görme, şimdild şekliyle yeni keşf edilmiş bir şey olduğu hâlde, esâsı i'tibâriyle pek eskidir. Yûnânistân'ın Pythie nâmmdaki mütenebbîsi eski zamânlarm bu kabil vâzıh görenlerinden birisiydi. Kurûn-ı Vustâ'da birtakım dini cinnet hastalıklan etrâfı ihata ederken aralarmda bu kabil hastaları da eksik değildi. Languedoc'un târihinde buna dâ'ir güzel misâller vardır. Bundan başka daha mühim misâller vardır ki, târihi bi'l-hâssa daha yenidir, Amerikah medyûmlar arasmda öyleleri bulımur ki, arz ile semâ arasmda sallanan rûhlar, bu medyûmları kendi fikirlerini halka tebliğ için vâsıta ittihâz etmişlerdir. Medyûmlar bu rûhlar tarardan yazılan birtakım edebiyat parçalarım oldukça gayr-i müdrik bir hâlde telâkki ederek kağıt üzerine yazarlar ve yazılan şeyler kendi iktidârlarımn pek fevkinde bulunur. Yine bu Amerika medyûmları arasmda A. J. Davis nârmnda birisi New York civârmda rûhlarla o kadar [509] münâsebette bulunmuştur ki, yazdığı bir eserde bu rûhlan tarttığım ve üç dört ons (bir ons yirmi yedi gram) vezninde bulımduklannı söylemiştir.
Hiç şübhe yoktur ki, bu kabil hâdiseler yâhûd ilhâmlar, mâ-fevka't-tabî'a haberler fen nazarında birer hileden, birer hayâlden başka hiçbir şey değildir. Vâzıh görme, yani tabfî hâsselerle idrâk edilmesi mümkün olmayan şeylerin idrâk edilebilmesi kat'iyyen mümkün değildir. Tabiatin
kânûnlarmdan hiç kimse hârice çıkamaz. Görmek için mutlakâ göze, işitmek için mutlakâ kulağa ihtiyâç vardır. Bu uzuvlar dahî mu'ayyen bir hadde kadar fa'âliyyet icrâ edebildiklerinden bu haddin hâricindeki şeyler, aslâ idrâk edilemezler. Hiç kimse kapalı bir mektubu okumak iktidarına sâhib değildir. Avrupa'dan Amerika'yı görmek, başkalarının düşündüklerini tahmin eylemek, gözler kapalı olduğu hâlde cereyân eden vak'alardan haber vermek hiç kimsenin harcı
guía de estambul yazdı ve sundu..