tours estambul ve allah bilgileri101

tours estambul ve allah bilgileri101

 sizlere daha güzel islam bilgilerini  yazan tours estambul ç ok çalıstı ve tours estambul diyorki Melek Allahü ekber, Aliahü ekber! dedi. Bana perde arkasından şöyle denildi: (Kulum doğru söylemiştir. Ben en büyüğüm. Ben en büyüğüm!”Ezan kelimelerinde de aynısı rivayet edilmiştir. Her ne ise bu hususta daha geniş malûmat ilgili babta verilecektir. Bu bölümdeki iki hadîsin müşkili orada tafsilatlı olarak anlatılacaktır.Allah’ın Muhammed ve diğer peygamberlerle (sallallahu aleyhim ec-™aın) konuşması mümkündür, aklen imkânsız değildir. Dinde bunu ke-sıniıkle meneden bir delil varit olmMusa (aleyhisscliim)'ld konu:>ması vâki olmuştur. Sabittir, gerçektir sindir. Allah kitabında bu, açık açık anlatılmıştır. Hatta (Tekiima) tekit etmiştir de... Hadîsde varit olduğuna göre; onu yedinci kat göğe j etmiştir. Onunla konuşması sebep olmuştur buna. Muhammed (aley^j lâm)'\ bütün bunların üstüne çıkarmıştır. Öyle bir yere kadar gelmijijfJ orada kalemlerin cızırtısını bile duymuştur. Böyle bir mazhariyeteereiUj peygamber hakkında Allah'la mükâlemesi nasıl müstahil olur! Bunain,i;j'| var mı hiç? Allah dilediğini dilediğine özel olarak verebilir, kim karışa^ buna! Kimisini kimisinden dereceler yönünden üstün kılabilir. Bu kudı .sahib olan Allah’ı (tüm noksan sıfattan) tenzih ederim!
PEYGAMBER (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEMj’İN İSRA GECESİ CENAB I HAKK’A YAKLAŞMASI

Bu hususta birçok hadîs-i şerif varit olmuştur. Bu hususu anlatan âyeti kerime ise yine Necm sûresinde yer almaktadır:
“Sonra (Cebrail ona) yaklaştı, derken sarktı. (Bu suretle 0 peygambere) iki yay kadar, yahud daha yakın oldu da. ” (587).
Ayetteki (yaklaştı) kelimesinde müfessirler çeşitli görüşlerde bulunmuj lardır.
Müfessirlerin çoğu, bu yaklaşma veyahut sarkma olayı Mu/ıamnıd ile Cebrail (aİeyhisselâm) arasında cereyan ettiği kanaatini ıaşırken;biı kısımları da bu, bunlardan birine mahsustur demişlerdir. (Yaniyakla şan ya Hazreti Muhammed’tir, ya da Cebrail (a/ey/ııssdâmj’dır). Yad» bu sarkma olayı Sidre-i Münfe/ıâ’dandır. Müfessir Razî’ye göre bas (radıyaJlahu anh) şöyle demiştir:
“Burada yaklaşan Muhammed*t\r (aİeyhisselâm). Rabbine karrup etmiştir o gece. “ (558).
Bazıları da âyetteki (— DENÂ FETEDELLÂ —) kelimeleri ayrı aynj lam taşımaktadırlar. (DENÂ); Yaklaştı, (FETEDELLÂ) iyice sokulda'^|^ mektir. Kimi müfessirler de bu iki kelime aynı anlama yâni (yaklaştı)'^
Yaklaşan Rab dır. Yani, Rabbi Muhammed (aleybisselâm) ’a yaklaşmasıdır (589), demek, emri ve hükmü onaylamıştır, demektir. (Çünkü Allah mekândan münezzehtir).
İmam Nakkâş'm İmam Hasanü’l-Basrî’den naklettiği rivayette:
“Rab, kulu olan Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) e yaklaşmıştır ve kudret ve azametinden göstermek istediği alâmetleri göstermiştir” denilmiştir.
İbn Abbas (radıyallahu anhüma) 'dan nakledilen diğer bir yorum: Cümlede takdim tehir vardır. Yani önce Refref gelmiş, Muhammed (aleyhisselâmya yaklaşmıştır. Muhammed (a/eyh/s.seyâm; da ona binip semavata yükselmiştir ve Rabbine tekarrup etmek şerefini ihraz buyurmuştur. Nitekim Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem),
“Cebrail benden ayrıldı, bütün sesler kesildi ve Rabbim (Azze ve Ce//e)’nin kelâmını duydum!'’ buyurmuştur.
Sahih'te f/tes (radıyallahu anh)’dan nakledilen bir hadîste şöyle büyütülmüştür:
“Cebrail (aleyhisselâm) beni Sidre-i Müntehâ’ya çıkarmıştır. Rabbu’l-izzeti ve’l- Cebbar bana yaklaşmıştır, iki yay, yahud daha yakın oluncaya kadar bana yaklaşmıştır. Sonra bana yani Muhammed (aVey/ıısse/âm^’a dilediğini vahyetmiştir. Bana elli vakit namazı vahyetmiştir.” (590).
İsra hadîsini sonuna kadar zikretti. Muhammed b. Kâ’b'\n görüşü:
• ‘Muhammed (aleyhisselâm) Rabbine iki yay mesafe kalıncaya kadar yak -laşmıştır. ’ ’
Ca'fer b. Muhammed (rahimehullah):
“Rabbi onu kendine (mesafe) iki yay oluncaya kadar yaklaştırmıştır. ”
Ca'fer b. Muhammed der ki: “Allah'tan olan yaklaşma ölçüye girmez (çünkü O, mekândan münezzehtir). Lâkin kulların dünüvvü (yaklaşması) ölçülüdür. ” Yine diyor ki: “Takarrupda keyfiyet (nasıllık) müntaki' olmuştur."
Görmüyor musun Muhammed’in (aleyhissalatu ve selâm)’ın kalbine tevdi ettiği marifet ve iman sayesinde bu şerefe (Onu nail) etmiştir. Resûlul-lalı’ın kalbi sükûnet bulmuş ve şek-şüphe namında hiçbir şey kalmamıştır.
Kaadı Ebu’l-Fadi İyaz der ki: “Burada dünüv ve kurb(kelimelerinin) Allah’a izafeti, hiçbir zaman mekân izafeti veya mesafe yaklaşması değildir. Çünkü; Allah (c.c.), Ca’ferü's-Sadık’\n dediği gibi; mekân ve mesafe 8>hi mefhumlardan münezzeh ve müberrâdır. Onun için Resûlullah (sal-
/bn Cerirü‘1- Taberi de rivayeti lahriv etmiştir.
Ritabü’t- Tcvhid, Bubu Kavlihi ve Kellem Allahü ickIima’da Fnes (r.a.)'dan
ŞİFA-Î ŞERİF TERCÜMESİ
lallahu aleyhi ve sellemy'ın Rabbine yaklaşması demek, O’nunyüijj, menzilinin izharı, rütbesinin büyüklüğünü belirtmesi demektir. 0|* sayede Esrar-ı İlahiyeyi müşahede etmiştir. Kudretinin yüceljg marifet nurlarını ayne’l-yakîn görmüş ve kalbi bu nûrla parıl panlp, lamıştır. Çünkü, bu kendisine, Allah’ın bir ikramı, lutfû veihsamj ki; dünya kurulduğundan bu yana hiçbir kula hatta peygamberen]| yesser olmamıştır. ^‘Rabbimiz dünya semasına nazil olur” sözü deböv lece tevil edilir. Yani onun fadlı, ihsanı ve hüsn-ü kabulü (OgecejdöJ yaya nâzil olur, demektir.” Vasitî der ki: Her kim, peygamberinJcen| nefsiyle arzu ve gayreti ile yaklaştığını vehmederse, orada bir mesafı nin bulunduğuna kail olmuş olur (oysa orada mesafe yoktur). Bilâtı her ne zaman kendi gayretiyle Hak’a yaklaşmak isterse hakikatim dert’ ten (idrak etmekten) o derece uzaklaşır. Çünkü; Hakk’a dünüvvekorl (gibi mefhumlar) izafe edilemez.
(KABE KAVSEYNÎ = iki yay kadar) kavline gelince:
Kim buradaki zamiri Cebrail (aleyhisselâm)a değil de, Ailab’a irca eder se, bu Allah’ın ona olan lutfû ihsanı ile, nezdinde derecesini yükseltmesi) le, ona bol marifetler ikram etmesiyle, onun bütün isteklerini vermesiyl; nezdindeki mertebesini belirtmesiyle te’vil edilir. Tıpkı:
“Bana bir karış yaklaşana ben bir arşın yaklaşırım. Banayürüyerd gelene ben koşarak giderim!” (591),
sözünde (yani hadîs-i Kudsisinde) yapılan te’vil gibi.. Çünkü burada onun duasını kabul ederim, bütün dileklerini veririm” şeklinde te vile dilmiştir.
KIYAMETTEKİ ÜSTÜNLÜĞÜ
Bize; Kadı Ebu Ali, Ebu*UFadl, Ebu'l-Hüseyin, Ebu Ya’lacsSi'i^' İbn Mahbub, et-Tirmizî, el-Hüseyin b. Yezid, el-Kufî, Abdusselâ'^^ Harb, Ley s, RebL b. Enes (senediyle) Enes (radıyallahu anb)’dan:
“(Kabirden) ba’s olundukları zaman, ilk çıkacak insan benim. Rable-ri huzuruna geldiklerinde hatibleri benim! Ümitlerini kestikleri zaman da müjdecileri (yine) benim! Livâü’l- Hamd benim elimdedir. Rabbi-min katında Ademoğlunun en kıymetlisiyim. (Buna rağmen) övünme yok!”.
Ibn Zahr'in Rebi’ b. Enes tariki ile getirdiği rivayette ise şöyle buyurul-muştur:
“Ba’s olundukları zaman ilk çıkacak insan benim! Rableri huzuruna geldiklerinde kumandanları benim. Sükût ettikleri zaman hatibleri (yine) benim. Habs olunduklarında şefaatçileri benim! Ümitsiz kaldıkları zaman müjdecileri benim! Kerem livâsı (sancağı) elimdedir. Rabbime göre, Ademoğlunun en kıymetlisi benim. (Buna rağmen) övünme yok! Her birerleri tertemiz inciyi andıran tam bin hizmetçi yanımda dolaşıp duracaklar.” (592).
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)’dan:
“Cennet giysilerinden bir giysi giydirileceğim. Sonra Arş’ın sağ yanında duracağım. Mahlûkattan o makamda benden başka kimse bulunmayacak!” (593).
Ebu Said (radıyallahu anh)'dan:
“Kıyamet günü ben Ademoğlunun seyyidiyim! Elimde Livâü’l- Hamd olacak. (Buna rağmen) övünme yok (övünmüyorum). O gün Âdem ve diğer peygamberlerden hiçbiri yoktur ki, sancağımın altında olmasın! Kendisine yerin ilk yarılacak olduğu (yani ilk dirilecek olan) insan benim! Övünme yok!” (594).
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)’dan:
“Kıyamet günü Ademoğlunun seyyidi benim! Kabrin kendisine ilk ya-
(592)İmam Timizi: Sünen- Ebvabü’l- Mcnakib, Babu’r- Rcsûli (sallallahu aleyhi ve sellem) Evvelü men yûb’asü'de 3614 No.lu metinle Rebi b. Enes, Enes b. Malik (r.a.)’dan gelen rivayeti tahriç etmiştir.
(592) Kaadı İyaz’ın Şifa metninde zikrettiği İbn Zabr Ubeydullah b. Zahri'l- Afrıkiy’nin bu rivayetinin metninin İmam Ebu Naim’in Delailü’n-Nübüvve adlı eserinde olduğunu Menahilü’s- Safa Shf. 32’de söylenen İmam Süyûtî'n'ın sözüne Şarih Aliyyü’l- Kaarî bu metnin İmam Bu/ıarı’nin Edebu'l- Müfred’-mde tahriç olduğunu beyan ediyor. Şerh, C. I, Shf. 251.
(593)/mam Timizi; Sünen. Ebvabü'l- Menakıb Babu’r- Rcsûli (sallallahu aleyhi ve sellem) Evvelü nn Yûb asü’de 3615 No. ile Ebu Hüreyre fr.a./'dan tahriç etmiştir.
Ebvabü’l- Menakıb, Babu "Resûlullahi Hatemi’n- Ncbiyyin" de 3618 •srail)*Tdan ayrıca aynı metni Ebvabü Tefsirü’l- Kur’ân ve min süreli (Beni
ŞİFA-İ ŞERİF TERCÜMESİ
rıiacağı insan (yani ilk dirilecek olan insan) benim! ilk şefaat edeceij) benim! Kendisine şefaat payesi ilk verilecek olan da benim!” (59/ İbn Abbas (radjyallahu anh)'dan:
“Livâü’l- Hamdım hamili kıyamette benim! Övünme yok! İlkşefj^ edecek ve kendisine ilk şefaat etme pâyesi verilecek benim! (Yine) yok! Cennet kapısının halkasını ilk kımıldatacak olan da benim, Baı,| (cennet) açılacak ve oraya benimle birlikte mü’minlerin fakirleri cek. Övünme yok! Evvelkilerin de sonrakilerin de ekremiyim ben. kat) övünme yok!” (596).
Enes (radıyallahu anh)’dan:
^Cennete ilk şefaat edecek insan benim! Ben en çok bağlısı buluna, mm.” (597).
(Yine) Enes (radıyallahu anh)'dan:
^Kıyamet günü ben insanların efendisiyim. Bunun sebebini anlara caksmız; çünkü Allah orada ilk gelenlerle sonra gelenleri birarada (öp. layacaktır.” (598).
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) "dan:
“Kıyamet gününde, ecir bakımından peygamberlerin en mamı umarım!” (599).
Diğer bir hadîste şöyle varit olmuştur:
"İbrahim ve İsa’nın (aleyhisselâm) kıyamet gününde aranızda dan hoşlanmaz mısınız?’’. Sonra şöyle buyurdu: "Kıyametgününde0itin ümmetim arasında olacaktır’’. İbrahim (aleyhisselâm)’a gelince: Şöyle» lenecek:
(595)İmam Müslim; Sahih. 43. Kitabü’i- Fadail, 2. Babu Tafdili Nebiyyina (sallallahu aleyhi ve alâ Cemi-i’l-Halaik’de 3/2278 No.Iu metni Ebu Hüreyre (r.a.)'dan tahriç etmiştir,
(596)İmam Tirmizî; Sünen. Ebvabü’l- Menakıb, Babu “Resûlillahi Hatemü’n- Nebiyyin' ılf^' No.Iu melni Abdullah b. Abbas (r.a.)'dan tahriç etmiştir. İmam Darîmi de, Müsned, Mukaddime* Bab’ta tahriç etmiştir.
(597)İmam Müslim: Sahih. I. Kitabü'l-İyman, 85. Babün fi Kavlin Nebiyyi (sallallahu aleyhi'*^ lem) “Ene Evvelün Nasi yüşfeu (ve yeşfeu) fi’l- Cenneti...” de 330/196 No. ile 331,332,33*' No.Iu metinlerle de rivayet tariklerini cemeyleyerek tahriç eylemiştir.
İsa'ya(aleyhisselâm) gelince. (Biliyorsunuz ki,) peygamberler aynı babadan gelme çocuklar olarak kardeştirler. (Ne var ki) anneleri muhteliftir. Hiç şüphe yok ki, İsa benim kardeşimdir, aramızda peygamber yüktür (gelmemiştir). Ben ona bütün in.sanlardan ileriyim!” (600).
Peygamber (.sallallahu aleyhi ve sellem)'in:
“Ben kıyamet gününde, insanların seyyidiyim!” .sözüne gelince:
0. dünyada da insanların seyyidi. Lâkin kıyamet gününde ululuk ve efendilikte o, diğer peygamberlerden apayrı özelliğe sahip olacaktır. Çünkü insanlar orada ondan başka peygamberler dahil, hiç kimseye baş vuramaya-caklardır.
Ondan başka dertlerine deva olacak kirn.scyi bulamayacaklardır. Zira seyyid o kişidir ki, insanlar muhtaç durumda kaldıkları zaman kendisine baş vururlar. İşte o günde insanlar arasında seyyidlik ve şefaat babında o, tek olacaktır. Bu hususta onunla hiç kim.se boy ölçüşemeyecektir. Zaten kimse ona karşı üstünlük iddiasında bulunmayacaktır.
Öyleyse onun (Ben kıyamette insanların efendisiyim!) hadîs-i şerifi, tıpkı;
“Bugün mülk kimindir?”. (Yine kendisi cevap verir:) Bir olan (her şeye hâkim ve) Kahhar olan Allah’ındır.” (601) âyeti gibidir.
Mülk dünyada da âhirette de Allah’ındır. Lâkin âhirette dünyada hâkimiyet taslayan kimselerin sözü kesilecek. Böyle bir iddiada bulunamayacaklar. Çünkü gerçek mülkün .sahibi Allah olduğunu idrak edecekler. Yine böyle: Dünyada herkes efendilik vc beylik taslıyorlar. Fakat âhirette şefaat payesi yalnız Hazreti Muhammed (aleyhi.sselâm)'a verildiğini görünce herkes ona üşüşecek ve ondan şefaat dileğinde bulunacaktır. İşte orada şefaat edecek yegâne kişi O olacaktır. Bu demek değildir ki, dünyada o Ademoğlunun efendisi değildir. O, hem dünyada hem âhirette Ademoğlunun seyyididir. Ancak âhirette hiç kimse böyle bir iddiada bulunamayacağı ve herkes efendiliği Hazreti Resule teslim edeceği için böyle buyurmuşlardır.
tours estambul yazdı ve sundu..



excursíones en estambul :: excursíones en estambul guia de estambul :: guía de estambul